Amerikan Merkez Bankası (Federal Reserve - FED)

1907 yılında Wall Street’te yaşanan bir likidite krizi, köklü bankaların batmasına, birçok bankanın mevduatları dondurmasına ve bankacılık sektöründe büyük bir işsizliğe neden olmuştu. Krizin nedeni paranın kontrolsüz bir şekilde rezerve edilmesinden dolayı piyasada yeterli likidite kalmamasıydı. J. P. Morgan adlı bir bankerin bankalara geçici olarak likidite sağlamasıyla kriz atlatılabilmişti.

Fakat bu kriz, bankacıları ve politikacıları çözüm aramaya itti. 1907-1913 yılına uzanan süreçte Wallstreet’in önemli bankerleri ve senatörler Georgia eyaletindeki Jekyll adasında toplanarak Aldrich planı adı verilen bir plan ortaya çıkardılar. Senatör Nelson Aldrich’in öncülük ettiği bu plan, Kongrede reddedilmesine rağmen, 1913 yılında benzer bir kanun olan Federal Reserve Act kabul edildi.

Buna göre Amerika genelinde 12 tane Federal Reserve bankası kurulacak ve bunların ortakları, bulundukları bölgelerdeki ticari bankalar olacaktı. ABD Başkanı tarafından atanan bir Yönetim Kurulu ise hem bu 12 Bankanın koordinasyonunu sağlayacak, hem de ulusal para politikasını yürütecekti. Böylece Amerikan Merkez Bankası kurulmuş oldu. 1913 yılındaki bu yasa ile para basma yetkisi de Amerikan Merkez Bankasına verildi.

ABD Merkez Bankası sistemi, pek çok komplo teorisinin de merkezinde yer almaktadır. Öncelikle Bankanın mülkiyetinin Rockefeller, Rotchild vb. ailere ait olan özel bankalarda olması ve bastığı parayı ABD hükümetine belli bir faiz karşılığında vermesi bu iddiaları ateşlemektedir. Bankanın Amerikan halkını 3 trilyon dolar borçlandırdığı iddia edilmektedir. Ayrıca Jekyll Adasındaki toplantıların gizli yürütülmesi de komplo iddialarını güçlendirmektedir. Diğer bir konu da, 1929 yılındaki büyük buhranın da FED’in başarısız politikaları sonucu ortaya çıktığı iddiasıdır.

Eustace Mullin, FED’e ilişkin önemli komplo teorisyenlerinin başında gelmektedir. 1951 yılında yayınladığı “Federal Reserve’in Sırları” kitabı bu konudaki en önemli yayınlar arasındadır. Ayrıca Edward Griffin, Gary Kah, Michael Collins Piper ve William Gill bu konuda yazan önemli yazarlardandır.

Bu komplo teorilerinin tümünün doğru olduğunu söylemek mümkün değildir. Birkaç düzeltme yapmak gerekirse, Amerikan Merkez Bankası bastığı paraları hükümete faizle veriyor olsa da her yıl sonunda bu faizler Amerikan Hazinesine devredilmekte (rebate) ve ABD devletinden bankaya net faiz ödemesi olmamaktadır. Ayrıca, Amerika’nın yıllık borçlanması içinde Federal Reserve’e olan borçlarının oranı % 7’dir. Fakat her yıl mali yıl sonunda banka hesabını Hazine’ye devretmektedir. Ayrıca bankanın yönetimi, Başkan tarafından atanan Yönetim Kurulundadır.

Yine de Amerikan Merkez Bankası tarafından üzerinde “Federal Reserve Note” (Federal Reserve Senedi) ifadesi yazılı halde basılan dolar banknotlarının aslında gerçek para karşılığı olmadığı iddiası doğrudur. 1944 yılında başlayan Bretton Woods uluslararası para sistemi 1971 yılında Başkan Nixon tarafından ortadan kaldırıldığında, ABD altın karşılığı olmadan da para basmaya başlamıştır.

Öte yandan, dünyada dolar hegemonyasının oluşmasında, petrol gibi uluslararası boyutta önem taşıyan metaların alım satım birim olarak doların tercih edilmesinin büyük rolü vardır. Ülkeler doları OPEC üyelerinden petrol almak için kullanıyor. OPEC üyeleri bu dolarları tekrar Amerikan Hazine bonoları ve diğer yatırım araçlarına yatırarak ABD’ye iade ediyor. Bu şekilde Amerika devasa tüketimini ve açıklarını finanse edebiliyor.

Bir başka komplo teorisi de dolar banknotlarının üzerindeki işaretlerle ilgilidir. Bu teoriler FED’i, İlluminati, Yeni Dünya Düzeni ve dünyayı yöneten gizli hükümet teorileri ile ilişkililendirmektedir.

1 dolarlık banknotun arkasında, 12 katlı piramit ve bir de göz vardır. Bu piramitli şekil aslında resmi Amerikan armasıdır. İddiaya göre, 12 basamaklı merdiven, 12 İsrail boyu, piramit'in tepesindeki ışıklı göz ise "Her şeyi gören göz" anlamına gelmektedir. Ayrıca piramit'in üst kısmında "Annuit Coeptis" yazısını görmekteyiz. “Başladığın işi bitir” anlamına gelen bu ifade Tevrat kaynaklıdır.

Piramidin alt kısmında "Novis Ordo Seclorum" yazısı görülmektedir. Bu da, “yeni çağların düzeni” ve “tek dünya devleti” anlamındadır. Piramidin altındaki rakamlar (MDCCLXXVI) 1776 tarihini gösterir. Bu tarih, ABD Bağımsızlık Deklarasyonu yanında Illuminati'nin de kuruluş tarihidir. Kartal'ın ağzındaki "E Pluribus Unum" yazısı, “birçokları arasında bir tane” demektir ki, Tevrat kaynaklı “seçilmişlik” kavramına atıfta bulunduğu iddia edilmiştir. Yine iddiaya göre, kartalın gövdesindeki 7 dikey çizgi, 7 kollu şamdan Menora’yı simgelemektedir.

ARAMA

Google

COPYRIGHT

EZOTERİK SÖZLÜK, konunun meraklılarına bilgi vermesi amacıyla yayınlanmaktadır. Bu sözlükte yayınlanan tüm maddelerin telif hakkı yazarına aittir. İzinsiz ve link vermeden kopyalanıp yayınlanamaz.
 
pageviews