Siyonizm

Siyonizm, Yahudileri tekrar tarihteki anavatanlarında, yani bugün Filistin dediğimiz Kudüs ve çevresinde toplama amacını taşıyan uluslararası siyasi bir harekettir. Siyonizm, etimolojik olarak İbranice’de Kudüs’ün isimlerinden biri olan “Siyon” kelimesinden türetilmiştir.

Milliyetçi bir hareket olan siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında örgütlenmiştir. Hareketin kurumsallaşmasında ilk adım, 1897 tarihinde İsviçre’nin Basel kentinde toplanan Birinci Siyonist Kongresi olmuştur. Theodore Herzl’in gayretleri ile toplanan bu kongrede, Dünya Siyonist Örgütü’nün kurulması karara bağlanmış ve başkanlığına yine Herzl getirilmiştir.

Fransa’da 1894’deki ünlü Dreyfus davasına kadar anti-siyonist bir çizgide olan gazeteci Theodore Herzl, bu davayı yakından izlemiş ve sonrasında siyonist çizgiye kaymıştır. 1986’da Der Judenstaat (Yahudi Devleti) adlı kitabını yayınlayan Herzl, kitabında, sözkonusu davayı bir dönüm noktası olarak tanımlamıştır. Bir yıl sonra da ilk siyonist organizasyonun kurucusu olmuştur.

Siyasi hedeflerini gerçekleştirmek için Yahudileri Filistin’e göç etmeye davet eden siyonistler, bu amaçlarına özellikle Naziler’in Yahudilere yaptıkları ve baskı ve kıyımlar neticesinde çok daha kolay ulaşmışlardır. Böylece, siyonizm siyasi hedefini 50 yıl kadar bir süre içinde, İsrail’in 1948 yılındaki kuruluşu ile gerçekleştirmiştir.

Yahudiler arasında arasında etkili siyasi hareketlerden bir benzeri de Bölgeselcilik hareketi idi. Bu hareket de Yahudilerin bir vatan edinmesinden yana idi, ama bunun mutlaka Filistin’de olması taraftarı değildi. Afrika kıtasında Uganda ve Amerika kıtasında Arjantin olası tekliflerden idi. Fakat zamanla Siyonizm hareketi daha fazla taraftar toplayabilmiş, bu planlar gündemden düşmüştür.

Siyonist anlayış İsrail devletine damgasını vurmuştur. İsrail’in 1948 yılındaki Kuruluş Bildirgesinde şöyle denmektedir: “5657 (1897) yılında Yahudi devletinin ruhani babası Theodore Herzl’in gayretleri ile Birinci Siyonist Kongresi toplanmış, ve Yahudi ırkının kendi topraklarında tekrar bir millet olarak doğma hakkını ilan etmiştir.” Halen İsrail’in en büyük destekçilerinden biridir.

Siyonist hareketin çıkış noktası dini-milli motifler olsa da, kurucu ve destekçileri büyük ölçüde seküler nitelikli kişilerdir. Hatta bazı siyonistler sosyalist bir devlet kurulmasını önermişlerdir. Yahudi entelektüellerden Moses Hess, üretici olmayan tüccar sınıf yerine tarımsal üretim yapabilecek sınıflar oluşturmayı önermişti. O ve benzerlerinin, İsrail’in kuruluşundan sonra oluşturulan büyük kibbutz çiftliklerinin fikir babası olduğu söylenebilir.

Filistin toprakları 1890’larda, hatta 19. yüzyılın başlarında, Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altında idi. O dönemde Filistin topraklarında yaşayan yaklaşık 500 bin insanın 20-25 bin kadarı Yahudi idi. Yahudiler giderek artan bir şekilde göç etmeye başlamışlardı. Avrupa’da Yahudilere yönelik bakışın kötüleşiyor olması ve özellikle Rusya’da Yahudilere yönelik şiddet hareketleri (pogrom) nedeniyle, Montefiores ve Rothschilds gibi zengin Yahudi aileler, Yahudilerin bölgeye göçünü finanse ediyorlardı. 1870’lerde küçük tarım yerleşkeleri oluşmaya başlamıştı. 1882’de ise Rusya’dan ilk grup göç etmişti. Bu grup küçük sayıda olmasına rağmen, sonradan siyonistler için sembolik bir önem ifade edecek ve İlk Aliyah (yükseliş) olarak tanımlanacaktır.

Siyonistler Filistin’in Yahudilerce iskana açılması için dönemin Osmanlı padişahı II. Abdulhamid ile irtibata geçtiler. Ama onu ikna edemediler. Bunun üzerine I. Dünya Savaşında var güçleriyle Osmanlı Devletini parçalamaya çalışan İtilaf devletlerini desteklediler. I. Dünya Savaşında Siyonist hareket İngilizlerle ilişkileri geliştirdi. Öyle ki, 2 Kasım 1917de İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Arthur James Balfour, Yahudi Lord Rothschild aracılığıyla Dünya Siyonist Örgütü Lideri Haim Weizman’a gönderdiği mektupta, Yahudi halkı için Filistin’de ulusal bir yurt kurulması için her turlu kolaylığın sağlanacağını bildirdi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilgisini müteakip Filistin’in kontrolü İngilizlere geçti. Bunun üzerine Filistin’deki Yahudi yerleşim faaliyetleri hız kazandı. Bütün bu faaliyetler Siyonistler tarafından finanse ediliyor ve Filistin’de Yahudilerin kurumsal varlık kazanmaları yönünde büyük çaba sarfediliyordu. Fakat Filistinliler arasında da Yahudi yerleşimcilere karşı milliyetçi akımlar güçleniyordu.

Adolf Hitler’in 1933 yılında iktidara gelmesi Siyonist harekete yeni bir hız kazandırdı. Nazilerin Yahudilere yönelik politikaları, Filistin’e yönelik bir yahudi akımı başlatırken, asıl önemlisi Siyonizme şüpheyle bakan ve diğer ülkelerde demokrasi ve barış içinde yaşayabileceklerine inanan pek çok yahudinin son ümitlerini de yok ediyordu. Bu yüzden Nazizm’e en başarılı Siyonist planı veya komplosu gözüyle bakan pek çok isim vardır.

Araplar büyük bir isyan başlattılar. Bunun sonucunda 1939 yılında Yahudi göçleri önemli ölçüde yavaşlatıldı ve İngiliz mandası Arap-Yahudi ortak yönetimi lehine terkedildi. Fakat 2. Dünya Savaşı Yahudi göçünü tekrar hızlandırdı. 1944 yılında İşçi partisi kongresinde Arapların bölgeden çıkmaya teşvik edilip Yahudilerin getirilmesi isteniyordu. Fakat Yahudi nüfusun artışı İngiliz yetkilileri telaşlandırıyordu. Sovyet yönetiminden Romanya ve Bulgaristan sınırını Yahudilere kapatmasını istediler.

Filistinde’ki Yahudiler buna cevap olarak silaha sarıldılar. Haganah ve Irgun adında iki askeri örgüt kuruldu. Bu iki örgüt, Araplara ve İngilizlere karşı kanlı eylemlere imza attılar. Özellikle Irgun Araplara karşı acımasız katliamlar gerçekleştirildi. Deir Yassin köyünde 250’ye yakın korumasız masum sivil Irgun teröristlerince katledildi.

II. Dünya Savaşından sonra kamplarda ortada kalan yüzbinlerce yahudiden büyük bir kısmı Berihah isimli bir teşkilat tarafından Filistin’e kaçırıldı. Siyonistler, Holocaust adı verilen Yahudilere yönelik Nazi katliamını dünyada Yahudilere yönelik bir sempati oluşturulması
için çok iyi değerlendirdiler. ABD başkanlarından Harry S. Truman, İsrail devletinin kurulması aşamasında BM nezdinde en büyük destekçisi oldu. Sovyetler Birliği de, Yahudilerin çektikleri acılar nedeniyle BM’nin İsrael Devletinin kuruluşunu onaylaması gerektiğini açıklıyordu.

İngiltere, 1947’de Filistin’den çekilme niyetini açıkladı. 29 Kasım 1947’de BM, Filistin’in Arap ve Yahudi olmak üzere iki devlete bölünmesini onayladı. Siyonistler planı kabul ederken, Filistinli Araplar ve bölgedeki Arap devletleri reddettiler. Gruplar arasında çatışmalar yaşandı. 14 Mayıs 1948’de Filistin’deki Yahudi liderler İsrail’in bağımsızlığını ilan ettiler.

Bu tarih Siyonist hareket için de bir zirve ve dönüm noktası oldu. Bundan sonra, İsrail’in Araplarla yaşadığı 1967 ve 1973 savaşlarında ve tüm İsrail tarihi boyunca en büyük destekçisi Siyonist hareket oldu. Siyonistler dünyanın dört bir yanında mali güçlerini ve nüfuzlarını İsrail için seferber ettiler.

ARAMA

Google

COPYRIGHT

EZOTERİK SÖZLÜK, konunun meraklılarına bilgi vermesi amacıyla yayınlanmaktadır. Bu sözlükte yayınlanan tüm maddelerin telif hakkı yazarına aittir. İzinsiz ve link vermeden kopyalanıp yayınlanamaz.
 
pageviews