Büyü

Sihir, maji. Lügat anlamıyla sihir, her ne olursa olsun, sebebi gizli olan ince şey demektir. Pratikte büyü veya sihir, belli amaçlara ulaşmak için, muska yazmak, ip üflemek gibi sıradışı şekillerde yapılan ayinsel bir işlemdir.

Büyüde, doğaüstü güçlerden yarar sağlanabileceğine, olayların insan iradesi ve gücüne bağlanabileceğine, insanlara ve hatta tabiata tesir edilebileceğine inanılır. Tarih boyunca insanları iyileştirmekten, doğa olaylarını yönlendirmeye kadar pek çok amaçla büyüye başvurulduğu gibi, insanlara kötülük yapmak, aralarını bozmak hatta öldürmek gibi amaçlarla da büyük yapılmıştır. Kötü amaçlarla yapılan büyüye kara büyü denmiştir.

İslâm'da büyü yapmak, fal bakmak gibi açıkça haram ve büyük günahlardan kabul edilir. Kötü amaçlarla büyü yapanların dinden çıkmış olacağını söyleyen din alimleri de olmuştur. Sadece yapılmış büyüleri bozmak için bunun ilmini öğrenmeye bazı Hanefi fıkıh alimleri onay vermişlerdir.

Rivayetlere göre büyüyü insanlara öğreten Harut ve Marut isimli iki melektir. Bir görüşe göre, Harut ve Marut’un öğrettiği doğrudan büyü değil, büyü amaçlı olarak da kullanılabilecek gizli bir ilimdi. Bakara suresinin 102. ayetinde şöyle denmektedir:

"Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkâr etme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat o ikisinden erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi."

[Zayıf bir rivayete göre, melekler Adem’e secde edince Harut ve Marut isimli bu iki melek Allah’a Adem’in kendilerinden farkını sormuşlardır. Allah onlara Adem’e nefs verdiğini ve o nefse rağmen başarılı olmasıyla meleklerden üstün olacağını söylemiştir. Harut ve Marut bunun üzerine “Bize de nefs ver, üstün olduğumuzu ispat edelim” diye dua etmişler, Allah onların dualarını kabul etmiş ve nefs sahibi olarak dünyaya indirmiştir. Harut ve Marut Babil şehrine indirilirler ve iki ay kadar yeryüzünde kalırlar. Orada bir kadının güzelliğine kapılarak kendilerine yasaklandığı halde şarap içerler, sarhoşluk içindeyken kadının istediği başka günahları da işlerler. Böylece şeytandan sonra onlar da nefslerine yenik düşerler.]

Mezopotamya menşeli olan büyü dünyanın hemen her yerine yayılmıştır. Eski Hindu kutsal metinleri olan Veda’larda büyüye ilişkin izler mevcuttur. Asya’nın kuzeyinde de Şaman ritüellerinde yaşayan bir büyü geleneği vardır. Mısır, büyünün altın çağını yaşadığı bir medeniyet olmuştur. Anlaşıldığı kadarıyla büyü Mısır’dan Yunan’a da geçmiştir. Yunan ve Kıpti dili ağırlıklı pek çok büyü papirüsü bulunmuştur

Hristiyanlığın ortaya çıkmasından sonra Kilise büyüyü hoşgörmemiştir. Çok yaygın olmasa da gizemli bir gelenek olarak yeraltında yaşamaya devam etmiştir. Rönesans sonrası dönemde ezoterik ve okült örgütlenmelerin yaygınlaşmasıyla, pek çok gizli cemiyet simya ve büyüye kendi gelenekleri içinde yer vermiştir. 20. yüzyıl, büyü geleneğinin yeniden canlanmasına şahit olmuştur. Aleister Crowley’in başına geçmesinden sonra Altın Şafak Hermetik Cemiyeti, Batıda büyü (maji) öğretilerine yeniden hayat veren örgüt olarak bilinmektedir.

Ayrıca Bkz. Aleister Crowley

ARAMA

Google

COPYRIGHT

EZOTERİK SÖZLÜK, konunun meraklılarına bilgi vermesi amacıyla yayınlanmaktadır. Bu sözlükte yayınlanan tüm maddelerin telif hakkı yazarına aittir. İzinsiz ve link vermeden kopyalanıp yayınlanamaz.
 
pageviews